Yemen'deki Husi milisleri, son günlerde artan çatışmalar ve gerilim ortamı içerisinde dikkat çekici bir askeri hamle gerçekleştirdi. Husi güçleri, İsrail’in başkenti Tel Aviv’in yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı’nı füze saldırısıyla hedef aldı. Bu saldırı, bölgedeki güvenlik durumunu daha da karmaşık hale getirirken, uluslararası kamuoyunun dikkatini üzerine çekti.
Husilerin düzenlediği füze saldırısı, 2023 yılının Ekim ayında gerçekleşti. Saldırıda kullanılan füzelerin türü ve miktarı hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, kaynaklardan alınan bilgilere göre, yurt dışından elde edilen gelişmiş füzeler kullanıldığı iddia ediliyor. Saldırının ardından hava savunma sistemlerinin devreye girmesi ve füzelerin büyük bir kısmının etkisiz hale getirilmesi, büyük bir can kaybının önüne geçti. Fakat, patlamaların duyulmasıyla birlikte bölgede alarm durumu ilan edildi ve hava trafiği geçici olarak durduruldu.
Ben Gurion Havalimanı, İsrail’in en yoğun hava trafiğine sahip olan noktası olup, günlük ortalama binlerce yolcuya ev sahipliği yapmaktadır. Havalimanındaki bu tür bir saldırı, hem uçuşların aksamasına neden oldu hem de yolcular arasında büyük bir paniğe yol açtı. Havalimanında bulunan güvenlik ekipleri, yolcuları tahliye ederek güvenlik önlemlerini artırdı ve çeşitli giriş çıkışları kapatarak kontrol altına aldı.
Husilere ait bu saldırı, sadece bir askeri hamle olmaktan öte, bölgedeki gerilimi artıran bir gösterge olarak değerlendiriliyor. Son yıllarda İsrail ile Husi güçleri arasında doğrudan bir çatışma yaşanmamıştı; ancak Yemen'deki iç savaşın etkileri, Orta Doğu’dan çok daha geniş bir alanı etkiliyor. Husilerin bu tür saldırılar gerçekleştirmesi, bölgede İran'ın da desteği olduğu iddialarını güçlendiriyor. Analistler, bu durumun, İran ile İsrail arasındaki düşmanlık ilişkisini bir adım daha ileriye götürebileceğini dile getiriyor.
Ayrıca, bu saldırı, Husi milislerin askeri kapasitelerini göstermek ve dünya kamuoyuna bir mesaj iletmek adına önemli bir hamle. Bu tür eylemler, Husi liderliklerinin güç gösterisi yapma isteğini yansıtırken, aynı zamanda, Suriye ve Hizbullah ile olan ittifaklarının daha da pekiştirilmesine yönelik bir strateji olarak da okunabilir.
İsrail hükümeti, Ben Gurion Havalimanı’na yapılan bu saldırının ardından acil bir toplantı düzenleyerek, güvenlik önlemlerinin artırılması ve bölgedeki askeri varlığın gözden geçirilmesi konularında kararlar aldı. Savunma Bakanı, “Her türlü tehdide karşı hazırlıklıyız. Hedeflerimizi savunmaya devam edeceğiz.” dedi. Ayrıca, saldırının ardından İsrail Hava Kuvvetleri’nin Husi pozisyonlarına yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları da gündemde. Bu karşılık, Husilere bir mesaj verme amacı taşırken, çatışmanın daha da tırmanmasına neden olabilir.
Husilerin bu tür saldırılar gerçekleştirmesi, bölgedeki ülkelerin askeri vekalet savaşlarıyla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Bu durumda, yalnızca Yemen değil, aynı zamanda komşu devletlerin de güvenlik endişelerini artırmakta ve dengeleri değiştirmektedir. Uluslararası toplum, Husi milislerin bu tür girişimlerine karşı nasıl bir tepki verileceğini inceden inceye takip ediyor.
Sonuç olarak, Husilerin İsrail’in Ben Gurion Havalimanı’na yönelik gerçekleştirdiği füze saldırısı, sadece iki taraf arasında bir çatışma değil; aynı zamanda Orta Doğu’daki karmaşık dengelerin bir yansımasıdır. Bu durumun ilerleyen günlerde nasıl bir seyir alacağı ve uluslararası ilişkilerin bundan nasıl etkileneceği, dünya genelinde merakla izlenmektedir.