İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Gazze’deki insani duruma ilişkin yaptığı “Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor” açıklaması, bölgede yaşanan insanlık dramını gözler önüne serdi. Bu sözler, birçok insani kuruluşun ve tanıkların ifadeleriyle çelişiyor. Bu haber, Netanyahu'nun açıklamalarının arka planını detaylı bir şekilde inceleyerek, Gazze'deki gerçek durumu ortaya koymayı amaçlıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) ve birçok insani yardım kuruluşunun raporlarına göre, Gazze'deki gıda durumu alarm veriyor. 2023 yılı itibarıyla bölgedeki insanların %80'inden fazlası insani yardıma muhtaç durumda. Gazze'ye uygulanan ablukalar, ekonomik sıkıntılar ve son yıllarda artan çatışmalar, burada yaşayan insanların yaşam standartlarını derinden etkiledi. BM’deki Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve UNICEF, bölgedeki gıda güvenliğinin kritik seviyelere ulaştığını belirtiyor. Özellikle çocuklar ve yaşlılar, açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle büyük tehdit altındalar.
Son yapılan bir araştırmaya göre, Gazze’deki çocukların %50’si yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya. Çocukların büyüme ve gelişim süreçlerinin olumsuz etkilendiği bu dönemde, onların sağlıklı bir geleceğe sahip olmaları her zamankinden daha zor hale geliyor. Ekonomik zorluklardan ötürü aileler, temel gıda maddelerine ulaşmakta zorlanıyor, ve bu da açlık oranlarını artırıyor.
Gazze'deki gerçekleri yansıtan birçok tanık ifadesi, insani krizin boyutlarını gözler önüne seriyor. Şehirde yaşayan halk, her gün temel ihtiyaçlarını karşılamakta büyük zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Birçok aile, günlük gıda masraflarını karşılamakta zorlandıklarını ve çoğu zaman aç kaldıklarını paylaşıyor. Bir Gazze sakini olan Fatma, “Çocuklarıma daha iyi bir yaşam sunmak istiyorum ama bazen bir ekmek parası bile bulamıyorum,” diyerek durumu özetliyor.
Başka bir tanık olan Ali, marketlerdeki fiyatların sürekli yükseldiğini ve insanların temel ihtiyaç maddelerini almakta güçlük çektiğini belirtiyor. “Geçen yıl bir kilogram pirinç 5 şekeleydi, şimdi 15 şekeli. Ne alacağımızı bilemiyoruz,” diye konuşan Ali, ablukaların ve ekonomik krizlerin yarattığı zor koşullara dikkat çekiyor. Bu ifadeler, Netanyahu’nun açlık iddialarına ne kadar uzak bir perspektiften baktığını gösteriyor.
Gazze’deki insani durum, sadece açlıkla sınırlı değil, aynı zamanda sağlık hizmetleri, eğitim ve diğer temel hakların ihlaline de yol açıyor. Hastaneler yetersiz donanıma sahip, ilaç sıkıntısı yaşanıyor ve elektrik kesintileri nedeniyle sağlık hizmetleri ciddi bir şekilde sekteye uğramış durumda. Bu durum, özellikle kronik hastalığı olan bireyler için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Sonuç olarak, Netanyahu’nun “Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor” ifadesi, mevcut koşullar göz önünde bulundurulduğunda oldukça tartışmalıdır. Uluslararası toplumun dikkatini çekmesi gereken bu durum, sadece siyasi bir tartışma konusu olmaktan öte insani bir kriz haline gelmiştir. Gazze’deki insanlar, her gün hayatta kalma mücadelesi verirken, dünya kamuoyunun bu duruma kayıtsız kalmaması gerektiği unutulmamalıdır. İnsanlık dramının bütün boyutlarıyla ele alınması ve çözüm yollarının aranması, hem Gazze halkı için hem de uluslararası barış için kritik bir öneme sahiptir.